Derealizasyon Bozukluğu ve Depersonalizasyon Bozukluğu Nedir? İkisi Birbirinden Farklı mıdır? Belirtileri Nelerdir?
Bazen kendimizi kocaman bir boşlukta hissederiz. Bu durumlar canımızı sıksa bile bunu yapmayı bırakamıyoruz. Kendimizi bir rüyada veya hayal dünyasına aitmiş gibi olduğumuz zamanlar olur. Bu nedenle kendimize yabancılaşma durumumuz artar ve kendimizi eskisi kadar iyi tanıyamayız bunun önüne geçmek için bu yolları incelememiz gerekir.
I
Derealizasyon Nedir ?
Derealizasyon, kişinin yaşamını korumaya yönelik gerçekliğin kaybolduğu bir durum. Bu durumdaki kişi, gerçeklik algısında bir bozulma yaşar ve dünyayı çevreleyen yapı, insanlar ve olaylar gerçek olmayan, yabancı veya uzakmış gibi algılanır. Kişi kendini bir rüyada gibi tıslayabilir ve gerçekle olan bağlantı kopuk tıslayabilir. Bu durum yaşarken anksiyete, stres veya travma sonrası stres bozukluğu gibi ortaya çıkma. Derealizasyon, psikiyatrik bir sorun olarak kabul edilir ve tedavisi mümkündür.
Derealizasyon, realite algısında bir bozulma yaşanması sonucu kişinin kendi realitesinden kopmuş, yabancılaşmış bir durumu gösterir.
I
Depersonalizasyon Nedir ?
Depersonalizasyon, kişinin kendini gerçeklikten uzaklaşmış, yabancılaşmış ve kendine yabancı hissettiği bir psikolojik durumdur. Bu durumda kişi kendini sanki dışarıdan izliyormuş gibi hisseder ve kendine karşı duygusal bir bağ kuramaz. Ayrıca, zaman algısı ve algılanan gerçeklik değişebilir.
Depersonalizasyon genellikle stres, anksiyete, travma, depresyon, panik atak veya bazı psikolojik bozuklukların bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca bazı ilaçların yan etkisi olarak da görülebilir.
Depersonalizasyon yaşayan kişiler tedavi edilebilirler. Terapi, ilaç tedavisi ve relaksasyon teknikleri gibi tedaviler kullanılabilir. Kişinin bu durumu ile başa çıkması ve iyileşmesi için uzman yardımı alması önemlidir.
I
Derealizasyon – Depersonalizasyon Belirtileri Nelerdir ?
Derealizasyon belirtileri ;
- Gerçeklikten kopmuş hissetmek;
- İnsanlar, çevre veya dünyayla sizin aranızda cam bir duvar varmış gibi hissetmek;
- Deneyimlerinizin garip, gerçek dışı veya rüya gibi olduğunu hissetmek;
- Başkalarını veya çevreyi puslu, yapay veya karikatürize gibi deneyimlemek;
- Sesleri normalinden daha yüksek veya daha yumuşak olarak deneyimlemek;
- Nesneleri boyut, şekil, renk veya mesafe olarak normalinden farklı deneyimlemek;
- Çarpık bir zaman algısına sahip olmak, zamanın normalden daha hızlı veya daha yavaş geçtiğini hissetmek (uzak bir geçmişte yaşanan bir olayı sanki dün yaşamış gibi hissetmek veya yakın zamanda gerçekleşen bir olayın çok daha uzak bir geçmişte yaşandığını hissetmek gibi).
Depersonazlizasyon belitileri ;
- Kendi vücudunuzdan kopmuş hissetmek, bazen kendi vücudunuzu yukarıdan izliyormuş veya bir film seyrediyormuş gibi hissetmek;
- Fiziksel, zihinsel veya duygusal açıdan uyuşmuş hissetmek;
- Vücudunuz bazı bölümlerinin yanlış boyutta veya deforme olduğunu hissetmek (şişmiş, küçülmüş veya büyümüş);
- Duygularla anıları ilişkilendirememek, bir anıyı sanki siz yaşamamış gibi hissettiğiniz için sahiplenememek;
- Sanki gerçek bir benliğiniz yokmuş gibi kendinizden tamamen kopmuş hissetmek;
- Kendi hareketleriniz, davranışlarınız ve konuşmalarınız dahil olmak üzere vücudunuz üzerinde bir kontrolünüz yokmuş gibi hissetmek;
- Duygularınızı tanımada ve tanımlamada zorluk yaşamak.
I
Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri ;
Depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğunun gelişimindeki faktörler şunları içerebilir:
- Travmatik deneyimler: Travmatik olaylar, özellikle kişinin hayatını tehdit eden veya ciddi yaralanmalara neden olan olaylar depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğunun gelişimine katkıda bulunabilir. Özellikle çocuklukta yaşanan istismar, ihmal, veya şiddet gibi yaşamı tehdit eden deneyimler, bu bozukluğun ortaya çıkma riskini artırabilir.
- Stres ve anksiyete: Şiddetli stres ve kaygı, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu riskini artırabilir. Özellikle kronik stres ve kaygı, bu semptomların ortaya çıkma olasılığını artırabilir.
- Uyuşturucu ve alkol kullanımı: Uyuşturucu ve alkol kullanımı, depersonalizasyon-derealizasyon semptomlarını tetikleyebilir. Özellikle marihuana, LSD veya psilosibin gibi psikedelik ilaçlar, bu semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir.
- Nörolojik bozukluklar: Bazı nörolojik bozukluklar, depersonalizasyon-derealizasyon semptomlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle epilepsi, migren veya beyin hasarı gibi nörolojik sorunlar, bu semptomların ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.
- Psikolojik bozukluklar: Diğer psikolojik bozukluklar, depersonalizasyon-derealizasyon semptomlarına neden olabilir veya bu semptomların ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Özellikle panik bozukluğu, anksiyete bozukluğu veya travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar, bu semptomların ortaya çıkma olasılığını artırabilir.
- Kişilik özellikleri: Bazı kişilik özellikleri, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu riskini artırabilir. Özellikle dürtüsellik, kontrol edememe hissi, yüksek stres seviyeleri ve yüksek kaygı düzeyleri gibi özellikler, bu semptomların ortaya çıkma olasılığını artırabilir.
Çocukluk Deneyimleri :
Bir kişi; şiddet, istismar veya ihmal gibi durumların gerçekleştiği bir evde büyüdüyse bir savunma mekanizması olarak kendisini bu durumlardan uzaklaştırmış olabilir. Bu yüzden yetişkinlikte de benzer stresli durumlarla karşılaştığında depersonalizasyon eğilimlerine geri dönebilir.
Ayrıca aile içi şiddete veya istismara tanık olmak, cinsel saldırı öyküsü, beklenmedik ölümler, doğal afetler, kaza veya savaş gibi hayatı tehdit eden bir tehlikeyle karşılaşmak da depersonalizasyon eğilimi yaratabilir.
İlaç ve madde kullanımı : Alkol ve esrar gibi maddeler, zihin ve ruh halini değiştirdiği için depersonalizasyon veya derealizasyon semptomlarına sebep olabilir. Bu semptomlar genellikle madde kullanımının etkisi altındayken ortaya çıkar ve etki geçtikten sonra azalır veya tamamen kaybolur. Bu nedenle, madde kullanımının depersonalizasyon veya derealizasyon semptomlarına sebep olabileceği bilinmelidir. Bu semptomlarla karşılaşan kişilerin, bir zihinsel sağlık profesyoneliyle konuşmaları ve uygun tedaviyi almaları önerilir.
I
Teşhis Yöntemleri ;
Depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu, gerçekten nadir görülen ve teşhis edilmesi zor bir bozukluktur. Bu durum, genellikle kişinin kendini ve/veya çevresini gerçek dışı, yabancı, veya yalıtılmış gibi hissetmesiyle karakterizedir. Ancak, bu hislerin zaman zaman herhangi bir kişide meydana gelebileceği için, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğunun varlığını tespit etmek oldukça zor olabilir.
Bununla birlikte, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu hakkında bilgili olan ve bu bozukluğun teşhis ve tedavisinde uzmanlaşmış psikiyatristler ve psikologlar mevcuttur. Bu uzmanlar, semptomları doğru bir şekilde tanımlayabilen ve teşhis edebilen kişilerdir. Ancak, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu hala pek bilinmeyen bir bozukluk olduğundan, uzmanların bu konuda deneyimi sınırlı olabilir ve doğru bir tanı konması için bazen yıllarca süren denemeler gerekebilir.
Tedavi, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğunun nedenlerine ve semptomlarının şiddetine göre değişebilir. Tedavi, genellikle terapi ve bazen de ilaç kullanımını içerebilir. Ancak, doğru tanı konulmadan önce uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, doğru teşhis konulması için doğru bir şekilde tanımlanmış semptomları olan depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu semptomlarına sahip kişilerin, uzman bir sağlık profesyoneli ile görüşmeleri ve mümkün olan en kısa sürede teşhis edilmeleri önemlidir.
Kaynak: evrimagaci
Bizleri sosyal medya hesaplarımızdan takip etmek için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz. ⬇
Benim Koçum sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.