Sherlock Holmes’un “hafıza sarayı” dediği şey, aslında binlerce yıldır bilinen bir hafıza geliştirme yöntemi olan “mekan metodu” olarak da bilinir. Bu yöntem, Latince’de “method of loci” olarak adlandırılır. İşin sırrı, sarayda değil herhangi bir mekanda yatmaktadır. Bu yöntemi kullanmak için tıpkı daha önce sözünü ettiğim derin çalışmak için de gerekli olan bir mekana ihtiyacımız var. İşin özü, hatırlamak istediğimiz bilgileri belirli bir mekanda görsel imgelerle temsil etmektir. Bu, bilgileri nesnelerle ilişkilendirmemize yardımcı olacaktır. Örneğin, bir kelimeyi bir sandalyeyle ilişkilendirebiliriz. Bu yöntem, beynimizin üç boyutlu mekan algısını kullanarak bilgiyi hatırlamamıza yardımcı olur.

Hafıza Sarayı Tekniği, bilgiyi hatırlamak için zihinsel görselleştirme kullanan bir hafıza geliştirme yöntemidir. Bu yöntemde, hatırlamak istediğiniz bilgileri iyi bildiğiniz bir mekanın farklı bölümleriyle ilişkilendirirsiniz. Örneğin, evinizin odaları, mahallenizin sokakları veya bir müzenin salonları gibi. Bu şekilde, bilgileri mekansal olarak yerleştirerek daha kolay hatırlayabilirsiniz.

Bu teknik, üç adımda uygulanabilir. Birincisi, hatırlamak istediğiniz bilgileri bağlamak için bir mekan seçmek. İkincisi, hatırlamak istediğiniz bilgileri mekan içinde görsel imgelerle temsil etmek. Üçüncüsü, bilgileri tekrar etmek.

Çok iyi bildiğiniz bir mekan seçin ve hep aynı mekanı kullanın. Seçtiğiniz mekanı ne kadar iyi tanıyorsanız ve görselleştirerek bu mekan içinde ne kadar rahat yolculuğunuzu sürdürebiliyorsanız bu tekniğin etkisi de o kadar çok fazla olacaktır. Kendinize gözlerinizi kapattığınızda her detayını kolay görebildiğiniz bir yer bulmalısınız. Bu tanıma göre aklınıza muhtemelen eviniz veya iş yeriniz gelecektir. Depolayacağınız bilgilerin miktarına göre tek bir oda veya evin tamamını kullanmanız gerekebilir. Çünkü her detayı bir sembolle veya eşyayla bütünleştirmeniz gerekecek. Eğer sadece evinizi seçtiyseniz o zaman odaları ve eşyaları kafanızda belirleyin. Mümkünse seçtiğiniz eşyalar büyük olsun ve bir odadan sandalye seçtiyseniz diğer odadan farklı bir eşya seçin.

Mekandaki rotanız da hep aynı olsun. Çocukluğunuzun geçtiği bir ev, yaşadığınız şehirdeki işlek ve meşhur caddeler, işe ya da okula giderken kullandığınız sokaklar, şu anki ya da geçmiş yıllardaki okul yolunuz, iş yerinizde sizin masanızdan patronun odasına uzanan yol… Mekan olarak evinizi seçtiyseniz ya dış kapıdan odanıza doğru bir rota belirleyin. Bazıları saat yönünde ya da tersi bir yolculuğu tercih ediyor. Biz sadece 9 durağı olan bir yolculuk yaptık. Bu yöntemi kullandıkça aklınızdaki mekanınızı zenginleştirebilirsiniz. Yolculuktaki durakların sayısını arttırabilirsiniz.

 Ezberleyeceğiniz kavramları mekana yerleştirin. Sırasıyla. Mekanla ya da mekanın içindeki eşyayla ilişkiler kurun. Abartın. Abartın ki iki kavram arasındaki etkileşim daha bir görülebilir, duyulabilir hale gelsin. Mümkünse onun tadını alın, kokusunu hissedin. Ezberlemeniz gereken kelime yumurtaysa onu kırmaktan çekinmeyin. Tabi aklınızda. Ya da bırakın girişteki dolapta bir kaç ay beklemiş olsun. Zihninizdeki o dolabı açınca buram buram çürük yumurta koksun.

Kaynak: barısozcan öğrencikariyeri

Bizleri sosyal medya hesaplarımızdan takip etmek için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz. ⬇